Başak Nur GÖKÇAM
2017 yılında Türkiye’de elektriğin maliyetinin aniden yükselişe geçişiyle güneş enerjisine hücum başladı. Kazanç peşine düşen şirketlerin panel alımına yönelmesi ve bu alanda sağlanan teşvikler, yatırımcıları panel üreticiliğine itti.
2022 yılında 16 solar panel üreticisi olan Türkiye, son 2 yılda 80’i aşkın üreticiyle panellerini üretse de yatırımlar gerçekleşmeyince üretilen paneller elde kaldı. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Solar Türk Yönetim Kurulu Başkanı Osman Özberk, “2017’de Anti-Damping için çok mücadele ettik ve güneş sektöründe Çin panellerinin Anti-Damping vergisini ve dünyadaki panel üreticilerinden gelen panellere gözetim vergisini çıkardık. Bunun için çok emek verdik ve o tarihten itibaren de 5 yıl kadar koruma almıştık.
2022 sonunda koruma bitti ve mücadele edecek kişi kalmadı. Türkiye’de STK’ların görevini yapamaması, Devlet Planlama Teşkilatı’nın olmaması-kapanması, yanlış yatırımların önünü açtı. Arz talepteki dengenin korunmamasıyla şu an dünyanın en büyük ilk 3 panel üretim kapasitesine sahibiz. Buna rağmen Çin’e verdiğimiz para en az 500 milyon dolar. Çılgınca yatırım yapıldı ve ülkemizin 500 milyon dolarlık panel yatırımı boşa gitti. Türkiye ise şu anda dünyanın en pahalı panelini kullanıyor” dedi.
Kimse ‘bu kadar yatırım olmaz, gerek yok’ demediği için de fazla üretimin, üreticiyi durma noktasına getirdiğinin altını çizen Osman Özberk, “Şöyle örnek vereyim; 2011’den tibaren 2023 sonuna kadar Türkiye’de kurulu GES yatırımı yaklaşık 10 ila 12 gigawatt arasında idi. Sadece geçen yıl Türkiye’ye Çin ve Uzak Doğu’dan giren panel ham maddesi ise 9 gigawatt kapasitede gerçekleşti. Bu çok büyük bir sıkıntı oldu ve olmaya da devam edecek. Ülkemizde 80’i aşkın solar panel üreticisi olsa da Türkiye’nin sadece 2 üreticiye ihtiyacı var. Geri kalan fabrikalar kapanma riskiyle karşı karşıya. Dev solar panel üreticileri karşısında, küçük üreticilerin şansı yok. Ben de borcum olmadığı ve kredi kullanmadığım için üretimi durduran üreticilerden biriyim. Artık olduğu kadar diyorum” ifadelerinde bulundu.
“Gerçekleşmeyen hacim ufak üreticiyi etkiledi”
Güneş sektörünün en büyük açmazının aşırı kapasite oluşması olduğunu söyleyen ZES Solar ve Yurtdışı Yatırımlar Genel Müdürü Evren Evcit, “Özellikle güneş panelinde şu anda 70’in üzerinde yerli üretici var. Bu üreticiler geçen seneki piyasanın aşırı hareketli olmasından ötürü kapasite ve yatırımlarını artırdılar, yeni fabrikalar kuruldu. Bu sene de o beklenen kadar hacim olmayınca bir kısım ufak üreticilerin sıkıntıya girdiğini gördük. Biz siparişe göre üretim yaptığımız için elimizde stok ürün kalmıyor. Önümüzdeki senenin ise solar sektöründe daha dinamik geçeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.
“Ya birleşecekler ya batacaklar”
Türkiye’deki solar panel üretiminde talepten çok, arz olduğuna vurgulayan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve En düstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, “Elenenler elenecek, batanlar batacak. Bu konuda bence Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teşvikleri sınırlaması lazım, çünkü ülkenin kapasitesi belli. Fakat Bakanlık da Ticaret kanununu baz alarak izin vermek zorunda olduklarını söylüyor. Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak için 5 gigawatsaat yeter. Bunu çok basit hesaplamada 1 gigawata bölmüş olsak kabaca 5 firma, hadi bilemediniz 10 firmanın üretimi fazla fazla yetecektir. Geri kalan firmalar tehlikede. Bunlar ya birleşecekler ya da batacaklar” değerlendirmesinde bulundu.
“Ekonomik ortam yatırıma uygun değil”
Solar tarafında yatırımların azaldığını söyleyen ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, “2022 yılında 16 üretici varken, bugün 80’in üzerinde üretici mevcut. Yani sadece son 2 yılda solar panel üreticisinin 5 kat arttığını söyleyebiliriz. O zaman yaklaşık 6 bin megawatt üretim kapasitesi varken, bugün yaklaşık 20 bin megawatt’a ulaşan bir üretim kapasitesinden bahsediyoruz. Yani üretimin de 3 kat arttığını söyleyebiliriz fakat içerde bunun karşılığı olan bir tüketim yok. Yani plansız ve öngörüsüz bir plan söz konusu” dedi.
“Ev ve fabrikaları GES yatırımına teşvik etmeliyiz”
Sektördeki geçen yılın 2’nci yarısının ilk yarısına nazaran daha durağan geçtiğini, fakat 2024 yılında yavaş yavaş hareketlenme başladığını belirten Kıvanç Enerji PV Modül Üretim Tesisi Direktörü Evrim Ayana, şunları söyledi: “Yılın 2’nci yarısında ise daha hareketli geçmesini bekliyoruz. Zaten Orta Vadeli Programda sektöre verilecek desteklerden de bahsedilmişti. Kredi faizlerinin geriye gelmesi ve kapasitelerin artması da sektörün daha hızlı hareket etmesine destek olacaktır. Bununla beraber evlerde de güneş enerjisi kurulumunun yaygınlaşması oldukça faydalı olacaktır. Çatısında GES olmayan ev ve fabrikaları, hızlıca bu yatırıma teşvik etmeliyiz.”
“Paneller durduğu yerde bozulacak”
Solar Türk Yönetim Kurulu Başkanı Osman Özberk ise yatırımın gerçekleşmesini beklemenin de ötesinde hammaddenin durduğu yerde bozulabileceğini belirti. Özberk, “Çünkü içinde 6 aylık ömrü olan maddeler var ve bir bakılacak ki 25 yıl ömür biçilen paneller, 2-3 yıl sonra hammadde bozulmasından kaynaklı sıkıntı yaratıyor. Maalesef plansızlığın acısını ileride Türkiye’deki yatırımcı yaşayacak” dedi. Bu nedenleeldeki panellerin hammaddesi bozulmadan, yurt dışına panel satmalarının şart olduğunu söyleyen Özberk, “Çünkü şu andaki ortalama yatırım kapasitemiz 2 bin-3 bin megawatt ise bizim üretim kapasitemiz en az 25 bin megawattlarda gerçekleşiyor ve daha da hâlâ yatırım yapılıyor. Bizim artık acilen yurt dışına PV panel satmamız gerek. İhracata verilecek destek, üreticiye can suyu olur” dedi.
“Çözüm, finansal erişimden geçiyor”
Piyasada pazar payı olan markalar üretim yapmaya devam etse de pazara yeni girenlerin ve küçük şirketler ürettikleri ürünü satamadığını belirten ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, “Bunda tabii ki bilinirlik çok önemli, ama en temel sebep ekonomik. Kredi piyasalarının daralması, yatırımcının kredi bulamayışı veya faizlerin yüksek oluşu yatırım yapmak için uygun ortam sağlanmasını engelliyor. Yatırım yapanın sermayesi bu sürece ne kadar dayanabilir bilemiyoruz. Yatırım izin süreçlerinin uzun olması, yatırımı durdurmuyor. Süreyi 6 ay evvele çekmek, piyasayı canlandırmaz. Çözüm, finansal erişimden geçiyor” diye konuştu.