Bir yapay zekâ modeli olan Büyük Doğa Modeli’ni temel alan ilk enstalasyon olan “Yaşayan Arşiv: Doğa”, doğayı yeniden düşünmeye ve deneyimlemeye davet ediyor. Kuş ötüşleri, bir şelalenin akışı, rüzgârın esmesi gibi sesler görsellere eşlik ederken Anadol ziyaretçilerin tam anlamıyla bir doğa gezisine çıkması için kokulardan yararlanıyor. İsviçreli bir parfüm şirketi ile anlaşılan projede 12 ayrı koku üretilerek ziyaretçilere verilen bir boyun aparatı ile gezi gerçek bir deneyime dönüşüyor. Çalışma için “Bilim ve teknolojiyi her zaman harmanladık ama artık tam anlamıyla bilim insanlarıyla sanat yapmak için çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Anadol doğayı anlamak ve korumak için teknolojinin kullanılabileceğinin altını çiziyor.
Ayrıca tüm bunları yaparken doğaya zarar vermemek adına yapay zekâ modelini oluşturulurken yalnızca yenilenebilir enerji kullandıklarını belirtiyor Anadol. Pek çok farklı teknolojinin bir arada kullanıldığı enstalasyonun bir diğer dikkat çeken yanı da Fiona…
Anadol’un “doğanın sözcüsü” olarak nitelendirdiği bir yapay zekâ karekteri olan Fiona doğaya dair merak edilen tüm soruları yanıtlamak için ziyaretçileri bekliyor. Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yerini alan “Yaşayan Arşiv: Doğa”, Anadol ve ekibinin yaratıkları bir yapay zekâ modeli olan Büyük Doğa Modeli’ni temel alan ilk enstalasyon. Büyük Doğa Modeli’nin dünyanın dört bir yanından toplanan verilerle oluşturulduğunu anlatan Anadol, 10 ayrı ülkeden gelen araştırmacılardan oluşan bir ekiple çalıştığını söyledi.